FARKINDAMIYIZ?

   
   İşgalciler,  geleceklerini, yüzyıl öncesinden planlarlar. Satranç oynar gibi sürdürdükleri bu süreci; bireysel olarak bazen duygusal, bazen de bilgi eksikliğimiz yüzünden eleştiriyor, istedikleri ortamı oluşturuyoruz. Bilgi sahibi olmadan fikir yürütüyor, boş boş konuşuyoruz!
     Kendini ülkesine adamış, gelecek seçimleri değil, gelecek nesilleri düşünen liderlerin, yaptığı hamleleri eleştiriyor veya saçma buluyoruz. Fakat eleştirdiğimiz olayların, belki elli, belki de yüz yıl sonrasına etki edecek başka olayları tetiklediğini veya alt yapısını hazırladığını gözden kaçırıyoruz.         
      Müslüman ülkelerde birlik ve istikrar emareleri görülmeye başladığında, hemen  fitneler çıkarır, halkları ezer, zalimleri destekler, milisleri sahaya sürer, ekonomik ve siyasal kaoslar üretirler. Bunu içimizden satın aldığı kişiler, maddi destek verdikleri siyasiler, biz seçtik zannetsek de, seçtirdikleri adamları sayesinde istediklerini yapar, milletleri kontrol altında tutarlar.
     Böylece biz, büyük davamızı unutur, birbirimizle didişmeye başlar, küçük kârlar icin parçalanırız! Oysa unutmamalıyiz ki, hepimiz ayni  durumdayız ve çıkış kapısı da aynıdır!
     Şimdi kendimize şu soruları soralım:
     Küresel emperyalistlerden iktidar isteyen, onların çıkarları için çalışacağını ima eden, mandacı zihniyeti biliyormuyuz?  Onların yalanları ve iftiralarının bize zaman kaybettirdiğinin, şer odaklarına zaman kazandırdıklarını  anlıyormuyuz?
      Dünyada yaşanan, özellikle de ülkemizin ve milletimizin  geleceğini etkileyecek olan bu süreçte biz ne yapıyoruz? Hızla İlerleyen bu  süreç de yaşanması muhtemel felaket senaryolarına ne kadar hazırız? Türk Milleti olarak, emperyalistlerin önünde tek engel olanların farkında mıyız?  
    Gerçekleşmesini hiçbir zaman istemediğimiz ama olası bir durumda, kötülerin planlarının karşısında durmak yerine,  işbirliği yapanları biliyormuyuz? Kendilerini ülkeleri için feda eden, bir avuç insanın verdiği canı, döktüğü kanı ve yapılan fedakarlıkları   görüyormuyuz? 
    Milletimizin kaderi ile oynanırken ne kadar sabırlı ve bilgili olmamız gerektiğini, fedakârlığın, ezeli ve ebedi kültür değerlerimizin önemini bilmeliyiz. Türk Töresinin korunması için;  ne olursa olsun, hain planları, küresel oyunları bozanların yanında; küresel aktörlerin ve onların desteklediği, bizden gözüken, mandacı oluşumların karşısında olmalı ve bunu göstermeliyiz. Hainleri kahraman, kahramanları hain gösterme çabalarını boşa çıkarmalı, oynanmak istenen  oyunları görmeli ve bozmalıyız.
      Ne demişler "bazı insanlar sizi kontrol edemediklerinde, başkalarının size olan bakış
açısını değiştirmeye çalışırlar. Sizin kötü biri olduğunuzu bağıracaklar ki, kendi kötülükleri duyulmasın." Bugün yaşatılmak istenen tamda budur. 
      ABD ve Avrupalı sömürgecilerin desteklediği siyasilerle, gerek bizim ülkemizde, gerek kendi ülkelerinde, sık sık görüştükleri ortadadır. Satın aldıkları siyasiler, sivil örgütler; TC Devletini karalayan, onların istediklerini söyleyip Türkiye'yi birlikte köşeye sıkıştırma çabaları sergilemektedirler. Irak'ı kimyasal silah kullanıyor yalanı ile işgal ettiler. "TSK kimyasal silah kullanıyor" yalanı ve iftira açıklamaları ile de işgal kuvvetlerine davetiye çıkartmışlardır.  Kurtuluşu Batıdan bekleyip şerefi geçmişe gömenler, dün olduğu gibi, bugün de  batı'nın paçasına  yapışanlardır.
        Biz bunu bilir, bunu söyleriz. Uyanık olmalı, oyunları bozmalıyız. Aksi halde işgal edilmiş ülkelerin akıbetini yaşarız! Bilmem farkındamıyız!