"YÜKSELEN MHP'NİN ÖNÜNÜ KESMEYE ÇALIŞIYORLAR"



Milliyetçi Hareket Partisi Soma İlçe Başkanı Sayın Kadri Dumlu Her perşembe Saat 13.20 de Sayın İsmail Ergün'ün hazırlayıp sunduğu "Bir Konu Bir Konuk" programının bu hafta ki konuğu idi. 22.Temmuz.2007 tarihinde yapılacak olan Genel Seçimler için hızlı tempoda çalışmalarını devam ettiren partilerden biri olan Milliyetçi Hareket Partisi Soma İlçe Başkanı ile Radyo Soma FM'de yapılan söyleşide, Sayın Dumlu, partisinin seçimlerde izleyeceği stratejiyi anlattı. Ayrıca MHP'nin temel icraatlarına, esnaf, çiftçi ve işçilerin durumlarını nasıl düzelteceklerine ve AB ile ilgili görüşlere olmak üzere memleketin genel sorunlarının çözümüyle ilgili bir çok konuya değindi.

    İ.Ergün: Kendinizi bize biraz tanıtır mısınız?
    K.Dumlu: 1964 yılında Malatya'da doğdum. Üniversitenin ön lisans bölümünü bitirip 21 yıldan bu yana E.L.İ. Müessesesi Soma Açık Ocak bölümünde Maden Teknikeri olarak çalışmaktayım. 2004 yılından bu yana MHP Soma İlçe Başkanlığı görevini şerefle sürdürmeye çalışıyorum.

             "AŞIRI SICAKLAR SİYASETTE Kİ HAREKETLİLİĞİ ENGELLİYOR"

  İ.Ergün: Aşırı sıcakların bizleri bunalttığı bu mevsimde seçimlere gidiyoruz. Böyle bir seçim bir de Haziran- 1977 yılında yapılmıştı. Partinizin bu aşırı sıcaklarda seçim çalışmları nasıl gidiyor?
  K.Dumlu: Hem havaların sıcak olması, hem de tarım kesiminin tarlada olduğu bir mevsimde seçime gidiyoruz. Buna tatilcileri de eklersek, seçimlerin bu ortamda yapılması bütün partiler gibi bizi de etkilemektedir. Dolayısıyla siyasette çok hareketlilik olduğu söylenemez. Gerçi bizim miting meydanlarımızın ne kadar dolu olduğunu siz de görmektesiniz. Ama bazı medya kesimleri bu görüntüleri ekranda yansıtmamaktadırlar. Ama bu sıcaklarda yaptığımız çalışmaların semeresini inşallah seçimler bittiğinde göreceğiz.

               "ADAYLARIMIZIN HEPSİ SOMA'YA HİZMET SÖZÜ VERMİŞLERDİR"

   İ.Ergün: Bize partinizin Manisa milletvekillerini tanıtır mısınız? Milletvekillerini hangi kıstasa göre belirlediniz? Gördüğümüz kadarıyla Manisa Milletvekilleri adaylarınız arasında Soma kökenli bir aday yok, neden?

  K.Dumlu: Partimizin Manisa milletvekili adaylarını size tek tek tanıtayım.
  1. Mustafa Enöz Yüksek Okul Emekli (Eski Milletvekili)
  2. Erkan Akçay Yüksek Okul Maliyeci
  3. Ahmet Orhan Yüksek Okul Kimya Mühendisi
  4. Nazmi Avcı Doktora Öğretim Üyesi
  5. Mansur Onay Doktora Öğretim Üyesi
  6. Mustafa Arslan Doktora Öğretim Üyesi
  7. Mesut Bayram LaçalarLise Eski Sendikacı (Eski İl Başkanı)
  8. Nuri Güncan Yüksek Okul Öğretmen
  9. Sevil Şekercioğlu Yüksek Okul Öğretim Görevlisi
  10.Mehmet Kaya Doğan Yüksek Okul Öğretmen
   Gördüğünüz gibi adaylarımızın çoğu yüksek okul mezunu olup deneyimli kişilerdir. Bir tane de kadın adayımız var. Bu milletvekillerini belirlerken genel başkanımız bu konuda çok titiz davrandı. Tertemiz kişilerin olmasına dikkat etti. Bunun için önce genel başkanımız ön yoklama yaptı. Daha sonra il ve teşkilatlarından görüşler alındı. Evet Soma kökenli bir adayımız yok, bu tercih meselidir. Soma'dan başvuru olsaydı, bu da değerlendirilirdi. Ama ileriki yıllarda yapılacak seçimlerde Soma kökenli bir aday çıkacaktır. Ancak partimizin bu on adayını biz Soma'nın adayı olarak kabul ediyoruz. Soma'nın kronikleşmiş sorunlarını iktidar olduğumuzda nasıl çözeceğimizi bizzat siz de göreceksiniz.


                               "TERÖR ISRARLA ÇÖZÜLMEK İSTENMİYOR"



  İ.Ergün: 22.Temmuz seçim sonuçlarına neticesinde partiniz tek başına iktidar veya iktidar ortağı olduğunda temel icraatlarınız neler olacaktır?
  K.Dumlu: Hepimizin malumu Türkiye'nin en büyük sorunları Yolsuzluk, terör ve işsizliktir. Terör en önemli unsurdur. Terörün ısrarla çözülmek istenmediği yönünde bir tutum görüyoruz. Terör memleketimize ekonomik yönden hem de vatan evlatlarımızın kaybedilmesi çerçevesinde zarar vermektedir. Biz bundan üzüntü duyuyoruz Biz şehit cenazelerine gereken önemi ve hassasiyeti göstermeye çelışıyoruz. Bunu siyasi şov şeklinde göstermeye çalışanlar var. Kendileri şehitlere sahip çıkmayan bazı kişiler ve siyasilerin bundan rahatsızlık duyduklarını gözlüyoruz. Ancak bu kişilerin bölücü hainlerin ve Türkiye aleyhine konuşan ve yazı yazan kişilerin cenazelerine gösterdikleri ilgi kadar şehit cenazelerine göstermemişlerdir. Tabi ki şehitlerimiz bu vatan için kanlarını akıtmışlar, canlarını vermişlerdir. Şehit cenazelerine hassasiyet gösteren partimiz gibi diğer kesimlerde vardır. Biz bununla gurur duyuyoruz. Terör nasıl bu hale geldi. Biliyorsunuz 2002 yılında terör sıfır noktasındaydı. Değiştirilen ceza yasaları, kaldırılan terörle mücadele yasaları ve çıkartılan afla 2000 den fazla PKK militanı ile 380 Hızbullah militanı serbest bırakılmıştır. Bitmiş olan terör çıkartılan bu yasalarla serbest kalan militanlar tekrar dağa çıkmıştır. Siyasilerimiz ordumuz ve güvenlik güçlerin önünü açarlarsa bu konu kısa zamanda çözülecektir. Ulu Önder Atatürk ne demiştir. "Bir gün bazıları gaflet, delalet ve hatta hıyanet içinde olabilirler." Ben hıyanet kelimesini kenara atıyorum ama şu anda ki iktidar gaflet ve delalet içindedir.Batılı güçlerin bizi çekmek istedikleri ortama geldik diye düşünüyoruz. Biz terörü nasıl önleyeceğiz. Terörü önleme konusunda askerimizin ve polisimiz önünü açacağız. Onların bu konuda tüm isteklerini yerine getireceğiz. Terörü yok etmek için iç mihrakların yanında dış mihrakların bağlantısını da kesmek gerekmektedir. Genel başkanımız bu konulara ısrarla değinmiştir. Güneydoğuda kürt halkıyla terörü ayırmak gerekmektedir. Bu halkı potansiyel suçlu gibi görmemek en önemli unsurdur. Burada ki işsizliği önlemek terörü yok etmek demektir. Bizim seçim beyannamesinde de vardır. Bu bölgeye hem devlet hem de özel sektör bazında yatırım yapmak temel icraatlarımızdan birisidir. Ayrıca turizm, tarım ve madencilik konusunda önemli yatırımlar yapıp işsizliğin önünü kesmeye çalışacağız. Madenlerimizi kendimiz işletip, muhtelif fabrikalar kuracağız. Bor madeni rezervi yönünden dünya rezervinin % 63 üne sahibiz. Petrol bittiğinde bor devreyi girecektir. İşte dış güçlerin oyunları bundan dolayıdır. Ekonomiyi yatırım ve üretimle kalkındıracağız. Kendi ekonomimizi kuramazsak tam bağımsızlıktan bahsedemeyiz. MHP nin hedefi 2023 yılında Türkiye'yi bölgesinde lider ülke yapmaktır. Üretebileceğimiz ürünlerin ithalatını mutlaka durdurmalıyız. Yolsuzluk dün iktidarda bulunan hükümetler zamanında bir bir ortaya çıkarılmıştır. Ama yolsuzluk bugün alenen yapılır duruma gelmiştir. Bazı AKP milletvekilleri bunlara değinmiş, değindikleri içinde bu seçimlerde aday yapılmamışlardır. 2006 yılında Kamu İhale Kurulu'nun raporuna göre Hatay ilinde 186 ihalenin 145 inde yolsuzluk yapıldığı tespit edilmiştir. Bir çok ihale parti yanlılarına verilmiştir. İktidarı övmeyen ve iktidar yanlısı olmayan gazete ve televizyonlara baskı yapılmış ortaya çıkan bu yolsuzluklar ört bas edilmiştir. Ama iktidara geldiğimizde bu yolsuzlukların hesabını genel başkanımızın dediği gibi kim olursa olsun bir bir soracağız.



                    " İŞÇİ, ESNAF, MEMUR ve EMEKLİ PERİŞAN DURUMDADIR"





    İ.Ergün: Siz 2004 yılından bu yana ilçe başkanısınız. Bu süre zarfında gözlemlerde bulundunuz. Şu anda esnafın, çiftçinin ve işçinin durumu ne haldedir?
   K.Dumlu: Ben işçi olarak çalışıyorum. Dolayısıyla işçilerin içinde olan kişiyim. İşçilerin durumu gerçekten perişandır. Bir tek işçi değil, esnaf, memur, çiftçi ve emekli de aynı durumdadır. Bu bahseetiğim kesimler halen 4 yıl önce ki maaşlarını almaktadırlar. Akaryakıt 1 dolara endekslenmeye çalışılıyordu. Bugün 2,5 dolar cıvarındadır. En çok kullandığımız mutfak tüpü 2 kat artmıştır. 19 milyondan 38 milyona çıkmıştır. Enflasyonun düştüğüne kesinlikle inanmıyorum. Enflasyon hesaplanırken temel gıda maddeleri göz ardı edilmektedir. Pinpon topu, tank paleti, amerikan bezi, bilgisayar CD si üzerinden hesap edilmektedir. Gerçek enflasyon beyan edilen enflasyon değildir. Bu durum esnafımızı da etkilemiştir. Esnaflarımız kriz esnasında bile bu kadar etkilenmediklerini belirtmişlerdir. Zaten kampanyaların da oluşması bu durgunluğu ortadan kaldırmak içindir. Halkımızın alım gücü gözle görülür şekilde düşmüştür. Esnafımız siftah yapmadan dükkan kapamaktadır. En ufak maddede bile taksitlendirme yapılmaktadır. Bugün ekmek parası kazanmadan eve giden esnaflarımız vardır. MHP partisi iktidara gelince esnaflarımız için ne yapacaktır. Bundan biraz bahsedelim. Esnaf ve sanatkarlardan emeklilik döneminde faaliyetine devam edenlerden yapılan sosyal güvenlik destek primi kesintisi tümüyle kaldırılacaktır. Herkesin varlık gücüne göre vergi ödediği adaletli bir vergi sistemi tesis edilecektir. Vergi oranları indirilecek, KDV kademeli olarak aşağıya çekilecektir. Esnaf ve Sanatkarlarımızın kullandığı kredi faizi düşürülecektir. Küçük esnafımızın ağır yük olan Bağ-Kur ve SSK vergilerinin oranı düşürülecektir. Bugün esnaflarımız büyük holdinglerle baş edemeyecek durumda olup, haksız bir rekabet ortamı meydana çıkmıştır. Bugün esnafımıza ve çiftçimize hitap eden bankalar yabancılara peşkeş çekilmektedir. Verimli topraklar olan ülkemizde ihtiyacımız olmayan tarım ürünleri dahi ithal edilir duruma gelmiştir. Yakın zamanda Mersin Limanı'na gemilerle mısır ithal edilip getirilmiştir. Mısır hasatının yakın olduğu bu ithalatın nedeni ilgili bakana sorulduğunda "Oğlumun tavukları var, tavuklarda mısır yer" diye pişkin bir şekilde cevap vermiş, çiftçilere ne kadar değer verdiklerini göstermişlerdir. Tarım ve hayvancılık bitirilmiş, hakkını arayan çiftçi azarlanmış ve aşağılanmıştır. Cumhuriyet tarihinde ilk defa çiftçiye "Gözünüzü toprak doyursun, bu millet yatıp kalkıp size mi çalışacak" denmiştir. Yandaş medyalarla toz pembe tablolar çizilmiş olsa da durum hiç de iç açıcı değildir. MHP'nin Milli Duruş ve Kararlılık Belgesi'nde çiftçiler için neler öngörülmüştür. Küçük çiftçilerin desteklenmesi amacıyla elektrik, mazot, gübre, ilaç, tohum gibi temel girdilerin üzerinde ki ÖTV ve KDV kaldırılacaktır. Orta ve büyük ölçekte üretim yapan çiftçilerin kullandığı temel tarım girdilerinin üzerinde ki ÖTV ve KDV kademeli olarak % 50 oranında düşürülecektir. Bitkisel üretim ve hayvancılık sektörüne prim verilecek, desteklenecektir. Doğrudan gelir desteği primleri zamanında ödenecektir. Bu destek bizim hükümet olduğumuz zamanda çiftçiye verilmiş ve zamanında ödenmiştir. Hükümet son zamanlarda doğrudan gelir desteği primlerini ödemekte gecikmekte ve çiftçiyi zor durumda bırakmaktadır. Alternatif üretimler desteklenecek, kırsal kalkınma projeleri hayata geçirilecektir. Çiftçi üretici birlikleri desteklenecek, çiftçinin borçları yeniden yapılandırılacaktır. Büyük holding patronlarına bu işlem uygulanmış ama çiftçiye uygulanmamıştır. Son zamanlarda çiftçiye ufak tefek şeyler vermekle çiftçiyi kandırmaya çalışmışlardır. Ama biz çiftçinin içindeyiz. Köylümüz bu durumu çok iyi değerlendirecektir. Besi hayvancılık desteklenecek ve süt teşvik primleri verilecektir. Orman köylülerine tarımsal üretim yapabileceği yerler tahsis edilecektir. Yani MHP köylüyü yeniden milletin efendisi yapacaktır. Dar gelirlilerin kolay ev sahibi olabilmesi için finansman modelleri ortaya konacak, muhtaç kimsesizler için sosyal konutlar üretilecek, koruyucu veteriner sağlık hizmetlerinden ücret alınmayacak, asgari ücretten vergi alınmayacak, normal aylık ücretlerin asgari ücret bölümünden de ücret alınmayacaktır. Devletin bu girdilerini kaldırırken bunu kapatacak çözümlerde bulacağız. Önce üretici olacağız, işsizliği önleyeceğiz. İstihdam alanları yaratacağız. Enerji kaynaklarımızı dışa bağımlılıktan kurtaracağız. Dışarı bağımlı doğal gaz alımı için yapılan anlaşmalar için tekrar müzakere masasına oturacağız. Kendi termiklik kömürlerimiz stoklarda yanarken doğal gaza öncelik tanımak yanlışlıktır. Öncelikle bu konuda yargı süreci başlatılacaktır. Bunu çok iyi değerlendirmek ve düşünmek lazımdır.

                        "AVRUPA BİRLİĞİ'NİN DAYATMALARINA ŞİDDETLE KARŞIYIZ"

 
 İ.Ergün: Milliyetçi Hareket Partisi'nin Avrupa Birliği hakkında görüşleri nelerdir?

  K.Dumlu: Biz AB'ye karşıyız  diye bir ibareyi kabul etmiyoruz. Ancak AB'nin dayatmalarına karşıyız. Yani bunu herkesin çok iyi bilmesi çok iyi algılaması lazımdır. Biz AB'den umduğumuzu bulamazsak Türk Birliği'ni de kurabiliriz. Bir birlik kurulmasında fayda vardır. AB konusunda AKP'nin havai fişeklerle kutladığını biliyoruz. Neyi kutladıklarını ben şahsen anlayamadım. AB müzaraeke anlaşmalarında devamlı taviz verilmekte, tavizler verildikçe yeni tavizler istenmekte ülkemiz devamlı köşeye sıkıştırılmaktadır. AB ye bizi alıp almamaya gelince zaten vatandaşımızın da ortak görüşü de almayacakları şeklindedir. Ben de kendi görüşüm alınmayacağımız doğrultusundadır. Biz bu kararlarla zaten AB'ye girmeye karşıyız. Partimizin bu konuda ki duruşu onurlu bir duruş sergilememizdir. Müzareke antlaşmasının bir maddesinde diyor ki; 2014 yılına kadar üye olamazsınız, 2020 yılına kadar ekonomik destek alamazsınız. Bu ucu açık bir müzarekedir. Ayrıca AB'ye üye ülkelerde referandum yapılacağı, içlerinden bir ülkenin kabul etmemesi halinde gene bu işin zorlaşacağı görülmektedir. Böyle bir süreci niye devam ettiriyoruz, bunu anlamak mümkün değildir. AB bizden neler istemiş, ana başlıklar halinde bundan biraz bahsedeyim. AB kuruluş antlaşmasının dört temel maddesinden biri olan serbest dolaşım hakkı ülkemize verilmemiştir. Ama şimdiye kadar bu anlamda verilen vaatler hep boşta kalmıştır. Boğazların denetleme ve düzenleme hakkı AB komisyonuna bırakılacaktır diye tehlikeli bir madde var. Bu da Çanakkale Geçilmez destanı yazılmıştır. Ben buna destan değil ferman diyorum. Kurtuluş Savaşı'nda biz bu boğazları savunurken 250 000 şehit vermişiz. Yani savaşla alamadıkları bu tavizi bu müzakereler sonucunda almak ve masa üstünde bitirmek istiyorlar. Diğer bir dayatma ise Fırat ve Dicle sularının ortadoğuya akıtılması AB ne bırakılacaktır. Bu şunu gösteriyor ki Atatürk Barajı'nı boşaltıyorlar. Bu İsrail'in istediği bir konudur. Manavgat suyunu sattık şimdi sıra Dicle ve Fırat sularına gelmiştir. En önemli son madde ise etnik ve dini azınlıkların oluşturulması isteniyor. Çanakkale'de ve Dumlupınar'da omuz omuza savaşan kürt, laz, çerkez, alevi, sünni olsun bu ortak iradeyi aşamayan devletler, her nedense etnik ve dini ayrımcılığı ön plana çıkarmaktadırlar. Bunlar milli birliği bölme hesaplarıdır. Örnek olarak etnik gruplara televizyon yayın hakkı ve serbest eğitim hakkı verilmesi isteniyor. Ve bunun üstelik devlet tarafından desteklenmesi istenmektedir. Bu gibi oyunlara vatandaşlarımız bu oyuna gelmemelidir. Azınlık vakıflarından mülk iadesi istenmiş, vakıf yasasının değiştirilmesi çalıştırılması başlanmış, İstanbul'un yeniden Bizanslaştırılması için ilk adımlar atılmıştır. Bir diğer amaçla hırıstiyanlığın merkezi haline getirilmeye çalışılmıştır. Nasıl Vatikan Katoliklerin merkezi ise İstanbul'da ortodoksları merkezi haline getirilmesi istenmektedir. Maddelerden bir tanesi Rum patriğini ekumüni olarak kabul edeceksiniz denmektedir. Bu ortodoksların İstanbul'dan yönetilmesi anlamına gelmektedir. Enerji boru hatlarının çıkış noktası olan Doğu Akdeniz'i denetleyebilmek için Kıbrıs istenmiştir. Kıbrıs'a bu kadar önem verdiklerinin amacı da budur. Zamanın İngiliz Başbakanı Çörçil, Doğu Akdeniz limanlarını sahip olmak istiyorsanız, Türkiye'nin arka bahçesi olan Kıbrıs'ı ele geçirmeniz gereklidir demiştir. Bakın kaç yıl olmuş hala ideallerini devam ettirdiklerini görüyoruz. Yabancılara toprak edinme yasası çıkaracaksınız denmiş, 19.Temmuz.2003 yılında 4916 nolu yasayla bu yasa çıkarılmıştır. Anayasamızın bir maddesinde binde 5 ten fazla toprak satılamaz diye madde vardır ama AKP bunu 30 lara kadar çıkarmıştır. Bizi idare edenler "Kardeşim toprak alıyorlarsa başka yere götürmüyorlar" gibi talihsiz açıklamalarda bulunmuşlardır. Bunlar Filistin örneğini unutmuşlar, İsrail'de aynı şekilde buraları satın alıp kendilerine yurt yapmışlardır. Ege sorunu Yunanistan'ın istediği gibi olacak gibi bir dayatması vardır. AB nin gayesi bizi üye yapmak değil, kendilerinin kontrolü altında tutmaktır. İşte biz bu dayatmalara karşıyız. AB bizleri içerden yıkan bir kararda Avrupa Anayasasını bize kabul ettirmektir. Başbakanımız ve dışişleri bakanı bu kararları papa heykelinin önünde müzareke masasında imzalamışlardır. Liderimiz Devlet Bahçeli bu kararları müzareke masasında yeniden oturup değerlendirileceğini ifade etmişlerdir. Bu kararlara imza edip biz Kıbrıs'ı vermeyiz gibi açıklamalarda bulunmak danışıklı dövüşten başka bir şey değildir.

      "STRATEJİK ÖNEM TAŞIYAN KURUMLARI ÖZELLEŞTİRME DIŞINA ÇIKARACAĞIZ"

   İ.Ergün: MHP tek başına veya koalisyon ortağı olduğunda Soma'ya öncelikle yapacağı hizmetler nelerdir. Bunun bağlamında özelleştirme ile ilgili görüşleriniz nelerdir?


  K.Dumlu: Biz bir rapor halinde on tane aday milletvekilimize Soma'nın sorunlarını içeren bir rapor uzattık. Kendileri de bu hizmetlerin yapılacağı hakkında söz verdiler. Ben "İhmal Edilen Soma" başlıklı gazetelerde bir açıklama yaptım ama bu yazı yanlış anlaşıldı veya anlaşılmak istendi. Ama ben yanlış anlaşıldı. Ben bu konu ile ilgili tekrar açıklama yaptım. İl genel meclis toplantısının Soma'da yapıldığı zaman bizlere söz verilmedi. İktidar partisinin siyasi şovu şeklinde geçti. Somamızdan milletvekili çıktı da ne oldu. Önemli olan iş yapan kişilerin başa gelmesidir. Bugün Soma'da diğer siyasi partilerle çok iyi ilişkilerimiz vardır. Herkesle iyi diyolaglarımız vardır. Kavgacı bir tutum içinde değiliz. Genel başkanımızın tavrı olan polemik ortamına girmek istemiyoruz. Soma'da çok iyi bir otorite oturttuğumuz inancındayız. Bilgi sahibi olmayan insanlar kavgacı ortama girerler. Barajı geçemeyecek sağ partilerin MHP de yoğunlaştığını görüyoruz. Soma için yapılacak çok şey vardır. Soma katma değer olarak Türk ekonomisinde yeri çok önemlidir. Belediye Başkanımız alınmasın ama hükümetten kendisine gerekli yardım yapılmamaktadır. Soma'da gözle görülür biçimde rezalet bir ortam gözükmektedir. Yollar, derelerin durumu ortadadır. Yeşil alanlarımızla ilgili bir çalışma olmamıştır. En önemli sorun ise Termik Santral baca sorunudur. Her ne kadar kül tutucular yapıldıysa gaz tutucu ile ilgili problem çözülememiştir. Köylere gerekli hizmet verilememiştir. Biz bu raporları milletvekillerimize sunduk. Milletvekillerimize konuşma hakkı verildiğinde kendileri bu konu ile ilgili görüşlerini belirteceklerdir. Özelleştirme konusuna gelince, biz stratejik önem taşıyan kurumların özelleştirmesine karşıyız. Ancak özel sektöre de karşı değiliz. İstihdam yaratacak özel sektörün önünü açmak için elimizden geleni yapacağız.


                           "YÜKSELEN MHP'nin ÖNÜNÜ KESMEK İSTİYORLAR"

   İ.Ergün: Anket araştırmalarımalarına baktığımızda beş partinin % 10 u geçtiğini, MHP % 12-13 cıvarılarında gösteriliyor. Ayrıca MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'yi başta televizyonlar olmak üzere basında pek gösterilmek istenmiyor, bu konuda görüşleriniz nelerdir?
  K.Dumlu: Ben bu anketlere inanmıyorum. Bunlar yanlı araştırmalardır. Bazı gazeteler bizi birinci parti de gösteriyor. AKP nin bugün kan kaybettiği kesindir. Hem halkı aşağılacaksınız, hem de güç kazanacaksınız. Bu milleti tanımamaktır. Bu anket şirketlerinin AKP ile ilişkisi vardır. Başbakanın önünde gerçek anket sonuçları vardır. Anketler yanlı yapılmaktadır. Başbakanın meydanlarda agresif davranışları bunu gayet iyi göstermektedir. Zannettikleri gibi % 40 dolaylarında oy alacaklarını zannetlerinde daha rahat olurlardı. Evet genel başkanımızı medyada pek çıkartmıyorlarlar, bu dış güçlerin bir oyunudur. Bunlar yükselen MHP'nin önünü kesmek istemektedirler. Bazı televizyon kanallarının bu denli yanlı davranışları, hele hele şehitlerimizin çok olduğu bu günlerde, magazin programlarının ön plana çıkarmalarını üzülerek görüyoruz. Çok duyarsızlık var. Bunun dış güçler tarafından desteklendiği kesindir. Bugün kü iktidarı yıpratmayın diye söylemler kulaklarımıza gelmektedir. Bugün AKP iktidarını AB nin istediğini, ABD nin istediğini , mason localarının istediğini, yahudilerin ve İsrail'in istediğini çok rahat söyleyebiliriz. Peşmergelerin, Talabani'nin, Barzani'nin bu tür açıklamalar yapmayın AKP iktidarını yıpratırsırsınız diye açıklamalarda bulunduğunu izlemekteyiz. Onlar istiyor ama halk istemiyor. Halk sandıkta en iyi sonucu verecektir. MHP tek başına iktidar olmayı amaçlamaktadır.

                "BBP SEÇMENLERİNİN BİZE OY VERECEĞİ İNANCINDANDAYIZ"

     İ.Ergün: BBP seçimlere girmiyor. Ama lideri bağımsız olarak seçimlere giriyor. Merkez sağda birlik olmadı ama DSP ile CHP ortak olarak seçimlere giriyor. BBP ye siz kapınızı açtınız mı?, BBP lideri beraber seçimlere girelim deseydi tavrınız ne olurdu?
    K.Dumlu: Konuyu şöyle dile getirmek lazım. Muharrem Şemsek Çorum'dan aday gösterildi. Tuğrul Türkeş ayrı partiden aday olmasına rağmen Ankara'dan aday gösteridi. Bizim herkese kapımız açıktır. Bizim BBP seçmenlerine gönlümüz her zaman açıktır. Ben BBP li seçmenlerin bize oy vereceği inancındayım.

                 "TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNDEN UMUTLU DEĞİLDİM"

    SMS sorusu: Biten toplu iş sözleşmelerine biraz değinebilr mi?
    K.Dumlu: Ben toplu sözleşmeden umutlu değilim, zaten olmadı. Alınan sonuç çok iyi bir sonuç değil. Türk İş başkanının devlet başkanı M.Ali Şahin'in amiyane tabiriyle ağzına girişi bu haliyle belliydi. Yeni işe giren arkadaşlarımız bu konuda mağdur edilmiştir. Biz MHP olarak bunları düzelteceğiz. Halkın içinde olacağız.

   İ.Ergün: Son sözlerinizi alalım ve programımı bitirelim.
  K.Dumlu: Türkiye'nin içinde bulunduğu durum gerçekten çok kötü bir durumdur. Türkiye'yi hep birlikte el ele birlikte kurtarmamız lazımdır. Burada dış güçlerin yanında olanlar, Türkiye'nin yanında olanlar diye ayırıyoruz. Vatandaşımızı ulusal çıkarları gözetecek partilere oy vermelerini istiyoruz. Seçmeninin gerçeği göreceğine inanıyoruz. Memleketimizin 2007 seçimlerin hayırlara vesile olmasını diliyor, Radyo Soma FM olarak bizlere bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyor, Herkesi Allah'a emenet ediyorum.