Türklük düşmanları, tarih boyunca kin ve nefretlerini yaşatmış ve yaşatmaktadır.
16 Türk devletinin, kardeşi kardeşe kırdırarak dıştan fethedilemeyen kalelerin, içerden zayıflatıldığı, çökertildiği ve yıkıldığı bilinmektir.
Dünya üzerinde yaşayan 253 milyon Türkün tek yürek, tek millet, tek yumruk olmasından korkanlar, Türk devletlerinin arasına nifak sokarak, birbirine düşürerek, kırdırma senaryolarını, kendi figüranlarına oynatmakta ve istediği ortamı oluşturmaktadır. Dil birliğimiz, din birliğimiz, kültür birliğimiz yani, milli birlik ve bütünlüğümüzün parçalanması amaçlanmakta, hem kendi içimizde hemde dünya Türkleri ile olan bağlarımız kopartılmak istenmektedir.
Tarihten ders almak, tarihte yaşanan hataların tekerrür etmesine imkan verilmemelidir. Tarih bilincinin, Türklük şuur ve onurunun yaşatılması, zaruret haline gelmiştir. Geleceğimiz olan çocuklarımızı bu bilinç ve şuurla yetiştirmeliyiz. Dış odaklı senaryolarda figüran olmaktansa, kendi senaryolarında başrol oynayan, Türklük bilincine sahip, milletini yücelten ve yükselten nesiller yetiştirmeliyiz.
Avrupa’da, Amerika'da, Afrika'da ve dünyanın birçok yerinde yaşanan insanlık suçlarına göz yumanlar, bazende perde arkasında kalarak, yaşatılan bu insanlık suçlarına destek vermektedirler. Eşitlik, özgürlük, insan hakları savunuculuğunu dillerinden düşürmüyor, işledikleri suçları kamufle ediyorlar. Ne söyledikleri kadar ne yaptıklarına da bakmak, güzel konuşmaların esiri değil, kendi düşüncelerimizin mimarı ve uygulayıcısı olabilmek en önemli olgudur.
Avrupa’nın bazı ülkelerinde Türklere yönelik ırkçı saldırılar dünyanın gözü önünde yaşandığı halde, tepki verilmemektedir. Bosna’da, Arnavutluk’ta, Kosova’da, Azerbaycan ( Karabağ )’da, Irak (Kerkük, Musul) da, doğu Türkistan’da (Çin'in kuzeyinde Uygur –Sincan bölgesinde), Kıbrıs’da ve Batı Trakya’da yaşanan insan hakları ihlallerine tepkisiz kalanları ne tarih, ne de dünya Türklüğü affetmeyecektir.
Her yıl 3 Mayısta Türkler üzerine oynanan oyunlar, saldırılar, konuşulmalı, dünya kamuoyunun gündeminde tutulmalıdır. Unutmamak ve unutturmamak için çaba sarf edilmelidir. Ne Irak peşmergesine feda edilecek Türkmen türkü, ne Ermeniye feda edilecek Azeri-Karabağ türkü, ne Çinliye feda edilecek doğu Türkistan türkü, ne Avrupalıya feda edilecek Bosna, Kosava, Arnavutluk türkü, ne Ruma feda edilecek Kıbrıs türkü nede Yunanlıya feda edilecek Batı Trakya Türkü yoktur ve asla olmayacaktır. Dünya Türklüğü tek yürek, tek yumruk, tek millet olabildikçe güçlü olacak ve güçlü kalacaktır.
Atam Bilge Kağan diyor ki;”Altta yer yarılmadıkça, üstte gök çökmedikçe, senin ilini ve töreni kim bozabilir. Ey Türk! Titre ve kendine dön.”