Ortadoğu'da oynanan oyunların benzeri eninde-sonunda Türkiye’ye uyarlanacaktır. ABD’nin projesi olan Büyük Ortadoğu Projesinin gereği ülkemizi de aynı tuzaklar beklemektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve topyekün Türk milleti olarak, her zamankinden daha çok birlik ve bütünlüğe ihtiyacımız olduğu bugünlerde, daha uyanık olmalı ve dış güçlerin oyunları bozulmalıdır.
Milli Birlik ve Ülke bütünlüğünü
korumak için tedbir alması gerekenler, olayları dahada kızıştırmamalıdır.
Birlik ve dirliği bozucu sözler söylememelidir. Siyasiler bu tuzaklara neden
olmamalı, bilakis halkı tuzaklar konusunda uyarmalıdır. Gün, birlik ve
beraberlik günüdür. Gün, Yakın çevremizde yaşananlardan ders çıkartma günüdür.
Birlik ve
bütünlüğün önemini anlatan ibretlik, bir hikâye vardır. “Babanın Son Öğüdü” adlı bu Hikâye Şöyledir:
Bir adamın on iki erkek evladı varmış.
Yıllarca çalışmış, didinmiş evlatlarını yetiştirmiş. Evlatlarına iyiyi,
doğruyu, güzel ahlakı aşılamaya çalışmış. Ne yazık ki oğlanlar sürekli
birbirleriyle didişiyorlarmış. Elbette ki kimseye kalmayan dünya ona da
kalmayacaktı. Baba hastalanıp ölüm döşeğine düşmüş. Evlatları, babalarının
başından bir an olsun ayrılmıyor; bir ihtiyacı, arzusu olursa yerine getirmek
için birbirleriyle yarışıyorlarmış. Ancak birbirleriyle didişmeden de
duramıyorlarmış.
Baba içlerinden birini çağırıp
kardeşlerini toplamasını istemiş. Kısa sürede on iki evlat babalarının başına
toplanmış. Baba, her birinin bahçeye çıkıp, birer tane odun getirmesini
istemiş. Ne çok ince ne çok kalın. Evlatlar babalarının isteğine bir anlam
veremese de; bahçeye çıkıp birer tane odun bularak getirmişler. Tam ihtiyar
adamın istediği gibi "Ne çok ince ne çok kalın". Baba bir de ip
isteyip; on iki evlattan gelen on iki odunu üst üste koyup birbirine gücü
yettiğince bağlamış."Şimdi" demiş, "Söyleyin bakalım bunu
hanginiz kırabilir?" Evlatlar sırayla birbirine bağlı bu odunları kırmayı
denemiş. En güçlüleri de kendisini en sona saklamış. En güçlüleri de odunları
kıramayınca baba; "O odunları geri verin bakalım beceriksizler"
demiş. Odunları alıp tüm gücünü toplayarak yatakta doğrulmuş. Odunları bağlayan
ipi çözüp, hepsini teker teker kırmış. Evlatlar içlerinden "Bu şekilde biz
de kırardık" diye geçirse de, saygılı birer birey olarak yetiştirildiklerinden
ses çıkarmamışlar. Baba saygıyla kendisine bakan evlatlarını teker teker süzüp,
son öğüdünü vermeye başlamış:
Bakın evlatlarım! Sizi her anlamda iyi
birer evlat olarak yetiştirdim. Ama şu birbirinizle geçinememenize çok
kızıyorum. Odun meselesine gelince; "Odunları bu şekilde biz de
kırardık" diye düşündünüz değil mi? Evlatlarım hayat bir sınavdır bu da
size, babanızın son sınavıydı. Gördüğünüz gibi birbirine bağlı odunları en
güçlünüz bile kıramadı. Ancak odunları çözünce ne de kolay kırıldılar değil mi?
İşte siz de hayatta bu odunlar gibi birbirinize tutunursanız sizi kimse ezemez,
kıramaz. Ancak birbirinize sahip çıkmazsanız ipi çözülen odunlar gibi teker
kırılırsınız. İşte bu babanızın size son öğüdüdür!
Bir milleti, bir bütün iken karşılarına almaya cesaret
edemeyen küresel güçler böl-parçala-yönet mantığı ile hareket etmektedirler. Teker
teker kırmak daha kolay olacağı düşüncesi ile, nifak tohumu ekilmekte,
birliktelikten oluşan güç dağıtılmaktadır. Senaryo ve Entrikalarla oynanmak istenen
oyun bir milletin birliğini dağıtmaktır.
Dünya
üzerindeki hâkimiyetini güçlendirmek isteyen bu Küresel güçler, hedeflerindeki
Ülkelerin önce ekonomilerini çökertmekte ve böylece hem ekonomik hemde siyasi hâkimiyetlerini
elerine geçirmektedirler. Zira Ekonomik hâkimiyeti olmayan ülkelerin siyasi
hâkimiyeti de olmaz. Küresel güçlerin senaryoları hep aynıdır, sadece
figüranları faklıdır. İç kargaşa ortamını kendileri oluşturur sonrada huzur ve
barışı sağlayacağız diyerek işgallerini meşrulaştırırlar. Bu güçler öncelikle,
hedef ülkelerde, her istediklerini yaptırabilecekleri iktidarları seçtirirler. Ama
o ülkelerdeki insanlar, biz seçtik zannederler…
Kaleler artık
dışardan değil içerden fethedilmektedir. Milletler kendi içinde çatıştırılmakta
ve zayıf düşürüldükten sonra işgaller başlamaktadır. Oyun belli, tuzaklar
bilinmektedir. O halde Babanın son öğüdü hayata geçirilmeli, millet olarak
birbirimize daha sıkı kenetlenmeliyiz.