Halimize gülsek mi, yoksa ağlasak mı? Okumuyoruz, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyoruz. Bilgi sahibi olmadığımız konularda, hemen fikir yürütüyor ve konuştukça konuşuyoruz.
Oturup bir düşünelim! İçinde bulunduğumuz çağ, bilgi çağıdır. Her türlü bilgiye, kolayca ulaşabilecek çağdayız. Ama nafile, elimizin altındaki bilgiye bile ulaşamıyoruz. Çünkü tembeliz. Araştırmıyoruz, okumuyoruz. Birileri çıksın da bize söylesin diye bekliyoruz. Anlayacağın hazırcıyız...
Biz bilgiye ulaşmayınca, bunu fırsat bilen birileri, bize ulaşıyor, bizi yanlışa yönlendiriyor. Kargaşa, kaos, kardeş kavgaları böyle başlıyor.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar konuştukça konuşuyorlar. Gündemi meşgul ediyor, kafaları iyice karıştırıyorlar.
Son günlerde gündeme oturan bir konu da "şehitler tepesi boş kalmayacak" sözü olmuştur. Bu ne demektir?
Arif Nihat Asya'nın. " Bir bayrak rüzgar bekliyor! " şiirine atıfta bulunularak söylenmiş olan "şehitler tepesi boş kalmayacak" sözü "bizim iktidarımızda şehitler tepesi boş kalacak" karşılığını bulmuş, kafa karışıklığı, içinden çıkılmaz bir hal almıştır.
Düşman gelmiş kapımıza dayanmış, ülkemiz ve sınırlarımız tehdit altında. Biz neyi tartışıyor, gerçek gündemden nasıl uzaklaştırılıyoruz.
İktidar muhalefet kavgasını bir kenara bırakıp Arif Nihat Asya'nın şiirini okuyalım ve ne söylendiğini anlayalım.
Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor Şehitler tepesi boş değil,
Biri var bekliyor.
Ve bir göğüs, nefes almak için;
Rüzgar bekliyor.
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye?
Şiirden de anlaşıldığı gibi, Şehitler Tepesinde biri var bekliyor. Yani Şehitler Tepesi boş değilmiş. Meçhul asker türbesini kaldırmadıkça ve ziyaret ettikçe de, boş kalmayacak. Şehitler Tepesi boş kalmamalı...
Saygılar...