Olağan üstü durumlarda tek yürek, tek ses olmalı, ayrıştırıcı söylemler ve davranışlardan kaçınılmalıdır. Yaşanan olağanüstü durumu, daha da zorlaştıran olağanüstü fırsatçılık ve siyasi rant hesapları yapılmamalıdır.
Ne yazıkki; 31 Ocak 2020 Elazığ depreminde İyi Parti Genel başkanı ve CHP li İstanbul B.B Başkanı Elazığ depreminden siyasi rant sağlamak için çirkin bir oyun oynamışlardır.
İkiside Elazığ'a gitmiş ve kameralar karşısında kendi partililerinden birer kişi "Elazığ'a hiç yardım gelmedi" dedirtmişlerdi.Oynanan oyun birebir aynı, sadece oyuncular farklıydı. Bunlar ya aynı yerden alınan bir talimatı uygulamış, yada aynı kalemden çıkan bir senaryoyu oynamışlardı.
Ekrem İmamoğlu Elazığ' dan aynı gün ayrılmış ve geceyi Tunceli'de geçirmiştir. Ertesi gün Erzurum Palandöken' e giderek kayak yapmış, eğlenceden geri kalmamıştır. Halbuki bir bölgede doğal afet varken önceden planlanmış olsada eğlence programları iptal edilmelidir. Bu insani bir duygu, insanlık gereğidir. Bir bölgede insanlar acı yaşıyorsa onların acısı paylaşılmalı, yaraları sarılmalıdır. Eleştirilecekse şov yapıp eğlenmeye gidenler, eleştirilmelidir.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Elazığ da Kızılay çadırına girdiği görüntüleri olduğu halde ertesi gün TBMM Gurup konuşmasında Elazığ'da Kızılay çadırını hiç görmedim diyebilmiş, Milletin Meclisinden millete yalan söylemişti.
Birlik olup yaraları sarmak yerine, halkı kışkırtma ve kargaşa ortamı yaratma çabası sergilenmiştir. Kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı dil kullanılmış, nifak tohumları ekilmiştir.
Dahası da var; Tarih, 1 Nisan 2020. FOX TV ve Halk TV. Lerin " Yerel hükmet " söylemleri de başka bir iğrençliği ortaya koymuştur. Yerel yönetim demek yerine, yerel hükmet demişlerdi. Bu da dil sürçmesi yada gaf değil, kafalarındaki özerklik düşüncelerinin tezahürüydü. Pkk' nın özerklik söylemleri dillendirilmiş, devlet içinde devlet olma kalkışması denenmiştir.
Bir diğer kalkışma da yasal yetkileri olmadığı halde, adeta başkaldırı şeklinde gelişen, Belediyelerin yardım kampanyası girişimi ve diretmesidir.
Bu konuda yasalar açıktır. 2860 sayılı yasanın 6. maddesinde açıkça belirtilmiş ve bu kapsamda yardım toplayacak kuruluşlar arasında, belediyeler yoktur.
(https://sivilalan.com/2018/03/29/izin-almadan-yardim-toplama-hakkina-sahip-kuruluslar/)
Belediyeler, bağış yapacak şahısların yazılı başvurusu ve Belediye meclisi kararı ile ancak bağış kabul edebilirler. Yardım toplayamazlar.
( 5393 sayılı Belediye Kanunu ile 5216 sayılı Kanuna göre)
Sosyal medyada da bilgi kirliliği ve çarpıtmalar had saftadır. Her söylenen doğru değildir. Kasıtlı çarpıtmalar ve yalanlar, defalarca açığa çıkmıştır.
Ekrem İmamoğlu, 2682 yataklı İstanbul Başakşehir Hastanesinin bağlantı yollarını kaynak yok diyerek
( 11.12.2019 ) yapmama kararını bildirmiştir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı o yolu yapmış ve Hastane gecikmeli de olsa, açılmıştır. (20 Nisan 2020) Dün Hastaneler yapılırken karşı çıkılmış, o günlerden bugünlerin hesabı yapılmamıştı. Bugün de yapılan Hastanenin hizmete açılması geciktirilmiştir. Vatandaşa hizmet yerine, hizmetin geciktirilmesi veya engellenmesi denenmiştir.
Hem deprem, hem de küresel bela olan Covid-19, birlik ve beraberlikle aşılabilecekken. Doğal afetler ve felaketlerde bile, birlik ve beraberliği bozucu davranışlar sergilenmişdir. Sosyal medyada, yalan haberler yayarak, ayrıştırma ve kaos yaratma çabaları görülmektedir. Böylesine nahoş durumlardan rahatsızlık duyuyor ve sebebiyet verenleri kınıyorum. Bunların millete verebilecekleri hiçbirşey olamaz diye düşünüyorum.
M. Kemal. ATATÜRK;"Liderlik; Halkı ayrıştırmak değil, kaynaştırma ve bir arada tutmayı başarmaktır." demiştir. Olağanüstü durumlarda bile halkı ayrıştırmak için çaba göstermek, liderlik değildir.
Kendilerini lider zannedenlere inat, doğal afetler, felaketler ve salgın hastalıklar gibi olağanüstü durumlar, Türk milletini daha çok kenetlemişdir. Bu; içgüdüsel ve kültürel yapımız gereği, kendiliğinden gelişen bir davranıştır. Gölge etmeyin yeter. Saygılar...