SÖZ KONUSU VATANDIR !

    
  
   Türkiye'ye yönelik iç ve dış tehditlere karşı, millet olarak birlik olmalı, iktidarı ve muhalefetiyle  ortak tavır alınmalıdır. Stratejik davranmalı, uzun vadeli politikalar birlikte izlenmelidir. İktidar - muhalefet çekişmesinden uzak durmalı, milli birlik ve bütünlüğe katkı veren davranışlar sergilenmelidir. Birlikte ortak kararlar almalı ve bu kararlı duruş dünyaya gösterilmelidir.
     M. Kemal ATATÜRK. "Vatanını en çok seven vazifesini en iyi yapandır"  demiş. Vatanseverlik söylemle değil, eylemle  olur demiş.   
    Suriye'de milyar dolarlar harcanarak Türkiye sınırına yapılan, yüzlerce km, betondan yeraltı tünelleri ve mevziler. On binlerce tır dolusu  silahların ypg/ pkk  teröristlerine verilmesi. Suriye'den atılan havanlar, toplar ve sınır köylerimiz de,  kentlerimiz de katledilen sivil vatandaşlar. Bütün bunlar, Türkiye'ye yönelik tehditlerin bazısı, gelecekteki  tehlikelerin habercisiydi, görülemedi. Yani Söz konusu vatandı ve vazife yapılmadı. 
    Amerika'lısı, Rus'u, İngiliz'i, Alman'ı, Fransız'ı İtalyan'ı Suriye'de, Ortadoğu'da ve dünyanın birçok yerinde onlar var. Onlara; "oralarda ne işiniz var?" diye sormuyor. "Suriye'de, Libya'da ne işiniz var?" sorusu sorulmuyor onlara. Türkiye'nin Suriye'de ne işi var diyenler de sormadı, sormuyor...
      Emperyalist güçler, çıkarları için Suriye'deler. Türkiye ise  sınır güvenliği için Surye'dedir. Çünkü; ülke sınırlarını, en iyi sınır ötesinden korursun. Çünkü sınırın ötesinde terör örgütleri cirit atıyor. 
     Hem Atatürkçüyüz, hem Suriye'de ne işimiz var diyenler; ATATÜRK  ilk defa 1 Mayıs 1920 de ( gizli oturumda) ve son kez de 30 Ocak 1923 tarihli meclis konuşmalarında Misak-ı Milli sınırlarını tanımlamıştır. "Bu hudut İskenderun körfezinin güneyinden, Antakya’dan, Halep ile Katma istasyonu arasında Carablus köprüsünün güneyinde Fırat nehrine ulaşır. Oradan Deyrizor’a iner, oradan doğuya uzatılarak Musul, Kerkük ve Süleymaniye’yi içine alır.
    O günlerden bugünleri gören Atatürk'ü ya okumuyor, yada okuduklarını anlamıyorlar.    
    Suriye'den Türkiye"ye tedavisi için getirilen bir yaralı asker ( gazi ) "Suriye'de ne işimiz var diyenlerden olmayın. Gittik gördük tam olmamız gereken yerdeyiz." derken, önemli bir mesaj vermiştir. 
      Önlem almak, ülkemizin geleceğini kurtarmak zarureti ortadadır. Suriye'de ne işimiz var Libya'da ne işimiz var  diyen bir anlayışla sorunların çözülemeyeceği gerçeği ortadadır. 
    MHP' nin Türkiye'nin sigortası olduğu birkez daha görülmüştür. MHP' nin meclisteki varlığının, önemi daha iyi anlaşılmıştır. İçerdeki ve dışarıdaki tehditlere karşı cepheden cepheye koşanlar, savaşanlar, şehit olanların, ülkücüler olduğu görülüyor.  
     Suriye'de Türk askerinin eğittiği, çoğunluğu Türkmenlerden  ve Sünni Araplardan oluşan ÖSO' yu terörist, ypg/ pkk' yı ülkesini savunan milis gibi göstermek, Türkiye'ye değil, dış güçlere hizmettir. ABD ve AB  benzeri, açıklamalar yapmak, onların sözcülüğünü yapmaktır. 
     Türkiye'nin  Ortadoğu olmasını istemeyen ülkücüler, görevlerini hakkıyla yapmaktadır. Vatan ve Bayrak sevdası bunu yaptırmaktadır.
Mehmetçik gerekeni yapmakta, kızılelmaya yürümektedir.. 
      Bu sevdaya gölge olanlar, bu fedakarlığı ve karşılıksız sevmeyi bilmeyenlerdir. 
       Ülke menfaatlerini değil kendi menfaatlerini düşünenler,  belki idrak edemezler.  Söz konusu Vatandır, bağımsızlığımız ve onurumuzdur.
Söz konusu Vatandır, gerisi teferruattır.