HİÇ BİRŞEY BİLMİYORSAN HADDİNİ BİL !

     

  Topluma örnek olmaları, ülkenin selameti için çalışıp çabalamasi gereken ünlüler, siyasiler, sanatçılar, oyuncular topluma öncü ve birleştirici olmalı, ayrılıkçı sözlerden kaçınmalıdır. İnsanların manevi değerlerine saygılı olmalı ve kendi saygınlığını korumalıdır. 

    Sel, yangın, deprem gibi doğal afetlerde çalışmalara bizzat katılarak veya kampanyalar  düzenleyerek ülkeye ve millete yardım eden, milleti yardımlara teşvik eden saygın siyasiler, sanatçılar, oyuncular, ünlüler vardı. Toplumun önemli bir kısmına örnek ve öncü olmuşlardı ve takdirle karşılanmışlardı.

     Birde aykırı davranan, sürekli negatif konuşan, kin ve nefret saçan ve  alaycı konuşanlar vardı. Çözüme katkı sağlamak yerine, engelleme girişimi ve çabası ile devleti aciz düşürmek istemişlerdi. İstedikleri olmadı. Toplumdaki saygınlıklarını kaybetmiş ve tepki almışlardı. 
     Manevi değerlere saygılı olmayan sözde aydın, sol zihniyet, çobanların oylarıyla kendi oylarının bir olamayacağını söyleyerek, bu kişileri aşağılamış ve kendilerini üstün göstermişlerdi. Gelinen noktada insanlığın atası Hz. Adem ve Hz. Havva için cahil diyebilecek kadar ileri gitmişlerdir.
      Hz. Adem ve Hz. Havva'ya cahil diyen zihniyetin bilmesi ve öğrenmesi gereken bilgiler olduğunun farkına varması gerekiyor. 
       Adı üzerinde: İlk insanlar... Herşey onlarla başladı. Onlar öğrendi ve kendilerinden sonra gelenlere öğretti.  Tarih mi vardı, coğrafya mı vardı, fen mi vardı, bilim mi vardı. Neyi bilmediklerini sanıyorsun da cahil diyebiliyorsun? Bunları söyleyebilen ve bu tip aykırılıklara sahip çıkanlar, kendilerinin hiçbir şey bilmediklerinin, cahil olduklarının farkındalar mı acaba?
     Allah, Âdem’e isimlerin tamamını öğretti, sonra da onları meleklere gösterip: “Haydi, doğru söylüyorsanız bunların isimlerini bana haber verin” buyurdu. ( Bakara/ 31.Ayet ) Ayetten de anlaşıldığı gibi öğrenmesi gerekenlerin Allah(c.c) tarafından öğretildiği haber veriliyor.
    Hz  Adem ve Hz.  Havva şeytana uymakta ısrar etmemiş, günahlarının farkına varmış ve pişmanlıklarını Allah’a yalvararak af dilemişlerdir. Bakara sûresinde (2/37) belirtildiği üzere, Allah da onların tövbelerini kabul etmiş ve onları imtihan sahası olan dünyaya göndermiştir.  
      İncil de ve Kur'an da Adem ve Havva ile ilgili birçok bilgi var. Okuma gereği duymadan konuşmak hadsizlik ve inançlı insanların sinir uçlarına dokunmaktır. Adem ve Havva'nın hayatlarını sürdürmek için tarımı, ağaçlara aşı yapmayı ve birçok şeyi öğrendiklerini kutsal kitaplar da anlatılmaktadır. Okuyun, cahil kalmayın ve bilmediğinizin farkına varın. Belki özür dilemek istersiniz. Ama kibirlenip bunuda yapamazsınız.
       (Bakara/ 34. Ayet): Meleklere: “Âdem’e secde edin!” dediğimizde İblîs dışındaki­ler derhal secdeye kapandı. İblîs ise direnerek bundan kaçındı, kibir­lendi ve kâfirlerden oldu.
     ( A'raf/ 12. Ayet )  Allah: “Ey İblîs! Emrettiğim zaman seni secde etmekten alıkoyan nedir?” diye sordu. İblîs: “Ben ondan daha üstünüm. Çünkü beni ateşten onu ise çamurdan yarattın” dedi.
     Ayetlerden de anlaşıldığı gibi   eskiden beri kendi kendisini üstün gören ve gösterenler hep var olmuşlardır. Yeri geliyor eşitlik özgürlük ve insan hakları savunuculuğunu da dillerinden düşürmezler. Birilerinin bunların yüzüne; "Ne söylediğin değil ne yaptığın önemlidir." diyebilmelidir. Ne yazıkki; vatana-millete, dine-imana hakaret eden hatta aykırı ne varsa 3-5 oy uğruna, sahip çıkan siyasiler ve kendileri gibi düşünen kişiler onları alkışladığından, yanlış yaptıklarının farkına varamıyorlar. 
     Bunlar ve yaltakçılarının hayatları çelişki ve yalanlarla doludur. Herşeyi biliyorum havasında oldukları için okumak, araştırmak gereği de duymazlar. Bilmediklerinin, cahil kaldıklarının farkına da varamazlar. 
      Bunlara söylenecek tek söz; "hiç birşey bilmiyorsan haddini bil." Olmalıdır.