31 Mart Vakası, İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne, iktidarı ele geçirmek ve Sultan II. Abdülhamid'i tahttan indirmek için bir bahane olmuştu.
İttihatçılar, kendilerinin sebep olduğu bir isyanın faturasını Abdülhamid'e keserek tahttan indirilmesine karar vermişlerdi.
Ellerinde Meclis-i Mebusan'ın aldığı karar ile, Yıldız Sarayı'na giden Yahudi Emmanuel Karasu, Ermeni Aram Efendi, Arnavut Esad Toptani ve Gürcü Arif Hikmet Paşa, Abdülhamid Han'ı tahttan indirmekle görevlendirilmişti. ( Emanuel Karasu Efendi, Osmanlı İmparatorluğu vatandaşı olan Yahudi avukat ve politikacı. Jön Türkler'in tanınmış üyelerindendir. Tanınmış bir Yahudi kökenli tüccar ailenin mensubu idi.)
Geçmişte ve günümüzde yaşananlara bakınca Tarihin tekerrürden ibaret olduğu görülmektedir. Kökü dışarda olan şer ittifakı; ülkemizdeki taşeronları, paralı askerleri ve koltuk uğruna ülkesini yabancılara satan siyasileri, kullanarak defalarca ayaklanma girişimlerinde bulunmuşlar, ve bulunmaktadırlar.
Ülkede yaşanan doğal afetlerde halkı yalanlarla kışkırtma girişimleri olmuştu. Ağaç bahanesiyle gezi olayları çıkartılmış, 46 kamu binası, 231 polis aracı ve 44 ambulans kullanılmaz hale geldi. 326 iş yeri ve 201 araç tahrip edildi, 80 belediye otobüsü ve 85 otobüs durağı yakıldı. 8 sivil, 2 polis memuru hayatını kaybetti ve 9063 kişi yaralandı. Gezicilerin talepleri; 3. Köprü, 3. Havaalanı, Kanal İstanbul, AOÇ ve HES'ler olmak üzere ekolojik değerlerimizin talanına son verilmesi olmuştur. Bu gibi talepler ağaç bahanesiyle ülkeyi kaosa sürükleme girişimi ve ayaklanmadır.
Gezi olaylarında yargılananların serbest bırakılması için, önce batılı ülkenin büyük elçileri, daha sonra bu ülkelerin liderlerinin girişimleri ve gezi provakasyonunda tahrip edilen polis aracının üzerine çıkan bir rahip görüntüsü. Bütün bu fotoğraflar bu olayları kimlerin tertip ettiği; batılı elçilerin ve batılı ülke liderlerinin Türkiye'de hangi siyasetçilerle görüştüklerine bakıldığında, yurdumuzdaki maşalarını da ortaya çıkartmaktadır.
Gezi Parkı davasında verilen mahkumiyet kararlarına tepki gösteren İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, grup konuşmasında, sözlerini, 1908’de Abdülhamid’e karşı isyan edenlerin ("Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet") sloganıyla bitirmişti. Bu da tarihin tekerrür ettirilmek istendiğinin tezahürüdür.
Meral Akşener, Babasının ailesinin Abdülhamid Han döneminde Yunanistan Selanik'e sürüldüğünü söylüyor. Diyarbakır eski Belediye Başkanı Cemal Toptancı da; "Diyarbakır Sur'dan Yunanistan'a sürülenler, Sur'da 101 gün süren olaylara karışan Ermenilerdi" diyor. Tam detay için aşağıdaki linki tıklayınız. https://youtu.be/W9WT4Qjeh4s.
Meral Akşener "Abdülhamid'i nasıl indirdiysek ERDOĞAN'I da öyle indireceğiz" derken de, oyunun aynı aktörlerin farklı olduğunu ortaya koymuştur. Abdülhamid Han indrilince, Anadolu'ya dışardan getirtilen Ermeniler yerleştirildi, Yahudilere Filistin'de toprak satıldı, Balkanlar, tek kurşun atılmadan verildi.
Amaç belli. Amaç; R.Tayip ERDOĞAN'I indirmek değildir. Amaç; Büyükortadoğu projesinin bir ayağı olan Türkiye'yi Ortadoğu gibi kaosa sürüklemek ve perde arkasındaki dış güçlerin kendi istedikleri iktidarı seçtirerek sinsi planlarını gerçekleştirmektir.
Yabancıların siyasi maşaları Türkiye'de deprem oluyor, deprem bölgelerine, sel oluyor, sel bölgelerine, 13 ayrı yerde orman yangınları çıkartılıyor, yangın bölgelerine gidip halkı kışkırtmak için çaba sarf etmişlerdir. Orman yangınları çıkarıldığında kökü Amerika'da olduğu tespit edilen "Help Turkey" paylaşımları ve Türkiye'yi küçük düşürme girişimlerine de ortak olmuşlardı.
Bunlar gözü dönmüş; Türk milletinin değil yabancıların desteğiyle iktidar olacaklarına inanan gafillerdir. Unutulmamalıdır ki "Yardım alan, emir alır." Dışardan yabancılar, içerden ekonomi, medya ve siyasi maşaları, aldıkları emirle, ekonomik krizi derinleştirerek, esasında; hep birlikte hükümeti yıkma girişimleridir. Batılı güçlerin amacının Abdülhamid Han olayında olduğu gibi, önce kukla yönetimi başa getirerek kısa sürede işgallerini ve Türkiye üzerindeki emellerini gerçekleştirmek olduğu bilinmelidir. Yabancı basında yazılıp çizilenler, her olayın arkasında dış güçlerin olduğunu da göstermektedir.